Öfke, normal bir duygu. Öyle ki, hepimiz engellendiğimizde öfke yaşarız. İstediğimizi alamayınca, ortada bir haksızlık olduğunu farkettiğimizde, bir fırsatı kaçırdığımızda, başkaları tarafından anlaşılmayınca, kendimizi anlatamayınca veya saygısızlığa uğradığımızı düşündüğümüzde, aslolan duygumuz çoğu zaman öfkedir. Buna karşın öfkelendiğimiz şeyler ve durumlar birbirinden farklı olabildiği gibi bazılarımız, bizi çok etkileyen bir olayda öfkemizi yoğun yaşarken; bazılarımız için öfke duygusu o anda o kadar yoğun yaşanmayabilir.
Öfke, pek çoğumuzun zihninde saldırganlık davranışıyla eşleşir. Oysa öfke bir duygu; saldırganlık ise, “seçildiği takdirde” öfkenin yol açabileceği tepkilerden birisidir. Yani saldırganlık, öfkenin mecbur kalınan bir sonucu değil; aslında daha çok bir seçimdir.
Bununla birlikte çoğumuz öfkeyi olumsuz bir duygu olarak tanımlamaya eğilimindeyizdir. O kadar ki, ortaya çıktığı zaman sağlıklı ve işlevsel olarak nasıl kullanacağımızı bilemediğimiz için bastırılması ya da kısa sürede yaşanıp tüketilmesi istenilen bir hale gelir öfke bizim gözümüzde. Örneğin öfkeli kişiler sakinleştirilmeye çalışılır; “öfke ile hareket edenler” için olumsuz sonuçlar yaşanabileceği ile ilgili kalıp sözler ifade edilir veya öfkemizin bastırılması istenir.
Öfkenin yaşanmasında ve ifade edilmesinde bireysel farklılıklar önemlidir. Hepimiz, bazı özelliklerin takdir ve kabul edildiği; diğerlerinin edilmediği sosyal ortamlarda yetişiriz. Buna göre örneğin “tembel olmak", “kıskançlık”, “bencil davranmak", “sabırsız olmak", olumsuz kişilik özellikleri olarak kabul edilir. Bizler de yetişme sürecimizde, bazı özelliklerimize daha çok sahip çıkıp, onları daha çok sergilerken, bazılarına hiç sahip çıkmaz ve bu özellikleri kendimizde görmek istemeyiz. Yani “nasıl birisinizdir?” sorusuna zihnimizden yanıt verirken saydığımız özelliklerimiz, genellikle kendimizde kabul ettiğimiz ve dolayısıyla sahip çıktığımız özelliklerdir.
Oysa, her özellik kendi zıttıyla birlikte bizde bulunur. Sahip olduğumuzu düşündüğümüz özellikleri ve bu özelliklerin zıttını, uygun zamanda, uygun biçimde uygun yerlerde sergilemeyi başarmak, yaşamdan keyif almamızı ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Ancak pek çoğumuz için bunu sağlamak oldukça zordur, çünkü uygun yerde “bencil olup” kendi ihtiyacımızı gözetirken; uygun yerde başka kişilerin ihtiyaçlarını ön plana alıp “fedakar” davranmak; ya da uygun yerde performansımızı yükselterek “çalışkan” olmak; uygun yerde daha “tembel” davranabilme esnekliğini göstermek pek çoğumuz için çok da kolay sayılmaz.
Peki olumsuz olarak kabul edilen "öfke" için durum nedir? Öfke, çoğu zaman kendimizde var olmadığına inandığımız, yani sahip çıkmadığımız özelliği bir başkası sergilediği zaman hissedilir. Yani biz ihtiyaç duyduğumuz zaman uygun davranışı sergileyemiyorsak, bu davranışı sergileyebilen birisi bizde öfke duygusunu uyandırabilir. Yine, bildiği bazı şeyleri davranışa dökerek gösterebileceğimiz bir zamanda bunu yapmaktan çekiniyorsak, bildiğini her ortamda rahatça ifade edebilen birisi bizde öfke duygusunu uyandırabilir. Benzer şekilde, yardım istemekten hoşlanmayan birisi iseniz ve sürekli sizden yardım isteniliyorsa, bu durumda öfke yaşayabilirsiniz.
Dolayısıyla öfke, bize sahip olduğumuz ihtiyaçlar konusunda yol göstericidir. Hangi davranışımıza ya da özelliğimize sahip çıkmıyor olduğumuzu anlamak için nelere öfkeleniyor olduğumuzu farketmek önemlidir. Bu farkındalık ise, ihtiyacımızı ne şekilde karşılayacağımızla ilgili seçenekler üretmemize yardımcı olabilir. Çünkü öfkelendiğimizde ortaya çıkan ihtiyacımız, öfkemizi şu veya bu şekilde ifade etmek değildir; ifade ederek bir ihtiyacımızı karşılamaktır. Öfkelendiğimizde bağırıp çağırmak yerine “neyin, nasıl olmasını istediğimizi” kendimize sormak bize yardımcı olabilir. İşte bu nokta , öfkenin baldan tatlı kısmı olarak değerlendirilebilir.
Sahip olduğumuz ihtiyaçlar, istekler, yaşadığımız duygular ve bunların hayatımızdaki işlevleri ile ilgili farkındalığı çoğu zaman kendi başımıza sağlayamayız. Tüm bunların ışığında denilebilir ki yaşamımızda sahip olduğumuz ihtiyaçlarımızın neler olduğunu, bunları nasıl sıralayacağımızı, öfke ve diğer duyguların bunda ne derece rol aldığını anlamak ve bu duyguları nasıl etkili şekilde ifade etmek gerektiği konusunda bir uzman yardımı almak faydalı olabilir.
Yorumlar